TÜRKİYE 30 SENE GECİKMELİ RENKLENİYOR -RÖPORTAJ
ZAMAN GAZETESİ / 2007
“Renk analizi” son dönemlerde sık duyulan bir kavram.
Renk analizi, yurtdışında oldukça popüler bir uygulama. Yaklaşık 30 senelik bir geçmişi var. Türkiye’de ise, doğru diyorsunuz, yeni yeni kişilerin ilgisini çekmeye başlayan bir kavram. Özellikle renk analizi yaptıran kişilerdeki değişimi görenlerin çok çok ilgisini çekiyor. Renk analizini kısa ve sözel olarak tarif ettiğinizde, insanları kendilerine yakışan tek bir renge mahkum edeceğiniz gibi yanlış anlamaya neden olabiliyor, ancak değişim gözle görüldüğünde idrak daha kolay oluyor.
Türk halkı da, iyi görünmenin ilk adımı sayılabilecek bu uygulamanın, sanatçıların, politikacıların veya görsel medyada yer alanların tekelinde olmadığını, komşularındaki, arkadaşlarındaki değişimle birlikte farkediyor. Özellikle türbanlı hanımlar, müşteri kitlemizin büyük kısmını oluşturuyor.
O zaman renk analizini yanlış anlamaya neden olmayacak şekilde açıklasak?
Amaç, vücudun, pigmentler sonucu aldığı göz, ten, saç rengi arasındaki uyumu, giysi renklerinde de yakalayarak kişiyi doğal bütünlük içinde göstermek. Doğal bütünlük yakalandığında solgun, yorgun, hasta ya da olduğunuzdan yaşlı görünmeyeceğiniz kesin. Az önce söylediğimiz gibi kimse tek renge mahkum edilmiyor, herkesin kendine yakışan farklı tonda bir mavisi, yeşili, kırmızısı, grisi var.
İstenen, giysinizin değil yüzünüzün hatırlanır olması. Özellikle yüze yakın yerde kullanılan yanlış renklerden kaçınarak, ilk izlenimlerden artı puan alabilirsiniz.
Örneğin bir iş görüşmesinden mi bahsediyorsunuz ilk izlenim derken?
Bir iş başvurusunda da, iş almaya çalıştığınız bir toplantıda da, şirketinizi temsilen katıldığınız bir fuarda da, aslında işin size özel teorisini öğrendikten sonra tüm hayatınız boyunca kullanabileceğiniz harika bir ipucuna vakıf oluyorsunuz.
Önerilen doğrultuda renklerinizi kullanmaya başladığınızda, sosyal yaşamın her alanında gereken özgüveninizi kazanıyorsunuz. İlk olarak aldığınız övgülerle, ikinci olarak doğru renklerde giyindiğinizi ve zinde göründüğünüzü bilmenin güveniyle. Örneğin kanser tedavisi görmekte olup da, kemoterapi sonucu görüntüsüne yabancılaşan kişilerde dahi, moral kazandıran bir uygulama olduğu bir gerçek.
İş başvuruları konusunda bir konuyu, özellikle iş aramakta olanlara hatırlatmak isterim. Üzerinizde o kurumda çalışıyormuşsunuz gibi, zaten oraya aitmişsiniz gibi iş kıyafeti olmalı. Örneğin bir finans kurumuna yapılan iş başvurusunda ciddi, koyu renklerde, kontrastın hakim olduğu otoriter görüntü taşıyacağınız giysiler veya insan ilişkilerinin daha dostça olması gereken konumlar için, ulaşılabilir olduğunuz imajını veren, kontrast içermeyen kombinasyonda renkler…
Bir çok aday içerisinde yer alınıyorsa, doğru şekilde hatırlanabilir olmak önemlidir.
Sistem nasıl işliyor?
Az önce bahsettiğimiz uyum, üç boyutta değerlendiriliyor; kontrast, derinlik, sıcak ya da soğuk deri altı tonları. Biz renk analistleri, kontrastı ve derinliği genelde rahatlıkla çıplak gözle görebiliyoruz. Kişinin de kimi zaman kendine dair bu konuda doğru izlenimi olmuş olabiliyor. Ancak tendeki sıcak veya soğuk alttonları, ancak özel kumaşlar yardımıyla, yansıma olup olmadığı gözlemleyerek belirliyoruz.
Bilimsel bir yöntem yani?
Evet tabii. Kullandığımız sistem, renk iletişiminde dünya standardı sayılabilecek, renklerin herbirini üç boyutlu tanımlayabilen bilimsel Munsell Renk Sistemi’nden yola çıkıyor.
Peki bir renk analizi seansı ne kadar sürüyor? Bir seans sonunda kendi doğru renklerimizi öğrenebiliyor muyuz?
Seans yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Doğal günışığında ayna karşısında yapılıyor. Ton farklılığı gösteren, ama aynı isimle anabileceğimiz renkli kumaşlar yardımıyla yüzün renginde bir değişiklik olup olmadığı gözleniyor. Yanlış renkler yüzden yansıyarak, istenmeyen görüntüler verebiliyor.
Yanlış renk gruplarını eleyip, kişinin kendi renk grubuna ulaşıyoruz. Daha sonra eğer bir hanıma uygulama yapıyorsak kendisine uyumlu renklerde bir gündüz makyajı yaparak bir sonraki aşamaya geçiyoruz. Bu ikinci aşamada ise önce gardırobunun demirbaşları sayılabilecek nötr renkli temel parçalar, sonra gömlekler, bluzlar, kravatlar veya aksesuarlar için hangi renkleri kullanacağını seçiyoruz. Farklı ortamlar için, hangi renkleri kombine ettiğinde, nasıl görüntü vereceğini uygulamalı gösteriyoruz. Doğru saç renkleri, doğru takı renkleri de bu analiz sonrası ortaya çıkıyor.
Analizi hem erkeklere hem kadınlara yapıyoruz ve seans sonunda kendi gardıroplarında ve yeni alışverişlerinde yol gösterici bir rehber olması maksadıyla kişinin genel renk familyasını temsil eden, seans boyunca kişiye uygunluğu tespit edilmiş 30 küsur renkten oluşan bir colourfit renk kartelası veriyoruz. Temsil eden diyoruz, çünkü ilginç bir bilgi, göz yaklaşık 50.000 renk ayırdedebiliyor.
Böyle bir seansın maliyeti nedir?
Giyim kendine yatırımdır ve bilinmeden alınan parçalar genelde yanlış yatırımdır diye düşünürsek yüksek bir maliyeti yok. Kalitesi şaşmayan iyi bir markanın bir ceket fiyatı veya hanımların en fazla altı ay kullanabilecekleri bir saç renklendirme işlemi kadar. Bir seansın maliyeti 2008 senesi için 350 YTL olarak belirlendi. Bir renk analizi sonucunda yanlış alışverişlere harcanan zaman ve nakit kaybı neredeyse sıfırlanıyor. Dış görünüm üzerine en temel yatırım yani.
Renk analizi haricinde hizmetiniz var mı? Stil danışmanlığı gibi, bir kişi tüm imaj ihtiyaçlarını sizden karşılayabilir mi?
Hayır biz colourfit olarak renge odaklandık. Stil danışmanlığı ve sözel/sözel olmayan iletişim bilimlerini de içeren imaj danışmanlığı konusunda çalışan çok deneyimli ve çok yetkin isimler zaten mevcut.
Bizler biraz daha geniş bir kitleye hitap eden, bu şaşırtıcı deneyimden keyif aldığı takdirde stil ve imaj danışmanlarına giden yolu keşfettiren bir hizmet sunuyoruz.
İzmir ve Ankara gibi kentlerde şube açmayı düşünüyormusunuz?
Evet, öncelikle İstanbul’da Avrupa yakasında da bir yer düşünüyoruz. Daha sonra diğer şehirlere geçilmesi planlanıyor. Ancak bu işin vadesi var çünkü eğitim alan arkadaşlarımızı direkt müşterilerimizle yüzyüze getiremiyoruz. Eğitim işin olmazsa olmazı, ancak pratik şart. Yaklaşık 10 aylık ya da 120 müşterilik bir pratik döneminden geçip sonra aktif olarak birebir danışmanlık hizmeti vermeye başlayabiliyorlar. Dolayısıyla önce yeterli ve yetkin işgücünü sağlayabilmek durumundayız.
Rengi en iyi kullanan politikacılar kimler? Mesela size göre Başbakan Erdoğan, Baykal, Gül gibi önde gelen liderler ve eşleri için nasıl bir renk olmalı? Tavsiyeleriniz nedir bu konuda.
Konuşmuş olduğumuz üzere, renk analizini birebir yapmak gerekiyor. Tahmin yürütmek her zaman kolay değil, doğru da değil. Özellikle suni ışıkta çekilmiş görüntüler ve makyajlı gördüğümüz hanımlar konusunda. Bu nedenle, detaylı bir yorumda bulunmak istemiyorum.
Ancak şunu söyleyebilirim, Hayrunnisa Gül Hanım’ın çelişen renk tonlarında başörtü kullanması nedeniyle renk konusunda kendisine bir bilgi verilmiş olduğunu sanmıyorum. Aynı şey Emine Erdoğan Hanım için de geçerli. Doğru renklerini, kendilerini makyajsız ve doğal ışıkta görmediğim için bilmiyor olmakla birlikte, renk analizi teorisi bir kişiye hem sıcak ve yumuşatılmış, hem de soğuk ve parlak renkleri öngöremez.
Yalnızca her ikisinde de çok belirgin bir durum olduğu için tek bir önerim olabilir, düz ve açık renkli başörtüleri hem yüzlerinin doğal kemik yapısını gizliyor, görünmez oluyorlar hem de burunlarından beyaz yansıma yaptığı için kaçınmaları gerekiyor.
Peki son bir soru. Diyelim ki yaşlandık ya da bir renk değişikliğine uğradık, yine mi analiz yaptırmak gerekecek?
Yok, hayır. Hamilelik, hastalık, güneşte bronzlaşmak derinin alttonlarını değiştirmiyor. Ancak güneşsiz bronzlaşmak için kullanılan kremlerden kullanıldıysa, müşterimizden renk analizi yapılabilmesi için, kremi bırakmasını ve 3 hafta sonra gelmesini rica ediyoruz.
Yaşlılıkla birlikte kartelada ufak rötuşlar gerekebiliyor ancak kişi zaten işin teorisini öğrendiğinden, saç renginin kırlaşmasıyla kendi sıcak veya soğuk renklerini yumuşatarak nasıl adım atması gerektiğini öğrenmiş oluyor.
Oya Komar / colourfit
Oya Komar, İstanbul Üniversitesi, İngilizce İşletme Fakültesi mezunu. Colourfit renk analizi sistemlerinin kurucusu. Bir yakınının yurtdışında renk analizi yaptırması ve büyük değişim geçirmesinden çok etkilenmiş, uzun seneler konu hakkında okuyup araştırıp kendini geliştirmiş. Son olarak da bu işi yerinde öğrenmek ve sertifikasyona sahip olmak üzere İngiltere’de Londra’da ilgili federasyonun eğitim kalitesini onayladığı bir kurumdan eğitimini almış. Hocası, TFIC (The Federation of Image Consultants) Başkanı Frances Bodington.
Kendi deyimiyle, gözü artık yalnızca insan renklerine odaklandığı için, artık içeriğe konsantre olup televizyon izleyemiyor, sosyal ortamlarda, metroda, yolda insanları incelemekteyken gözgöze geldiğinde utanıyor.