BORDOYU SEVEMEM AMAN, ZORLAMA GİYEMEM AMAN!
photo credit: mwewering/ pixabay.com
Konumuz üniforma renkleri. Az bir gözlem, az bir çıkarım:
Çalıştığı iş yerinden veya okulundan dolayı zamanında üniforma giymek durumunda kalmış danışanlarımın bazıları, seans sonunda renk paletlerinde üniforma rengine denk gelirlerse giymeyi hiç tercih etmeyeceklerini söylüyor.
Gerçi renk denemeleri sonrası hayretle rahatsız olmadıklarını fark ediyorlar. Az sonra değineceğim bu konuya..
İlginç bulduğum tespitlerim var:
1) Üniforma rengi ile barışık olanlar, zaten belli ki kendi renk tonlarına uygun, içlerine sinen bir üniforma ile bu dönemi atlatmış. Üzerine konuşmuyoruz dahi..
2) Üniforma rengi ile barışık olmayanlar ise kendi içinde ikiye ayrılıyor:
- Hakikaten hoşlanmadığı bir tonun içine hapsedilerek travmatik bir deneyim yaşamış olanlar Bünyelerinin reddettiği bu ton tabii ki renk kartelalarında yok.
- Hoşlanmadığı “renk tonunu” değil de “renk ismini” hafızasına kazıyarak bordodan, lacivertten veya x bir renkten hoşlanmadığını söyleyenler. Ki her birinin paletinde lacivert de, bordo da var. Yakışan tonunda… Şaşırıyorlar seansta, barışıyorlar renk ile…
3) Üniformalı çalışanlarla yaptığım çalışmalarda, renk tonu ile barışık olmayan özellikle kadın çalışanların, memnuniyetsizliklerini makyaj ve saçta çizgi dışına çıkma potansiyeli olan renklendirmelerle gidermeye çalıştığını gördüm.
4) Takım formalarının (oyuncu veya taraftar konumunda olmak fark etmeksizin) bireysellik ruhuyla değil aidiyet ruhuyla değerlendirildiğini sanıyorum, yakışsa da yakışmasa da pek rahatsızlık vermediğini görüyorum.
5) İşlevsel üniformalarda (iş kıyafetlerinde) önkabul sözkonusu ve yine pek rahatsızlık vermiyor. (Örneğin ameliyathanede işlevinden dolayı yeşil önlük kullanmak)
6) Rütbe belirten üniformalar konusunda ise bir deneyimim yok.
Üniformaların, bir kısım kullanıcıyı bu kadar tatsız bir deneyime sürüklemesine gerek yok. Firmanın veya okulun, belki kurumsal kimliği ile belki yapmak istediği çağrışım ile tercih ettiği renkler olmasını anlayabiliyorum.
Bu seçimi hiç bir çalışanı veya öğrenciyi üzmeksizin yapmanın yolları da var. Buna “tasarım renk danışmanlığı” diyoruz :)
Vücut fabrika ayarlarına aykırı renkler, besinler, sesler, kokular ve hissedilen / hissedilmeyen diğer tüm titreşimler kişiye sadece rahatsızlık vereceğinden üniforma belirleyicilerin konunun bu boyutunu ele alması, çocuk ve insan hakları gereğidir diye düşünüyorum.
Son cümle fikrimi pek de güzel özetledi… Evet…