SADECE SİYAH GİYİYORSANIZ...

İnsanları kabaca ikiye ayıralım:

Bunlardan biri renkli giyinenler diğeri siyah giyenler.

Ve bu siyah giyenleri kendi içlerinde ikiye ayıralım: Siyahla başka renkleri kombine edenler, sadece siyah giyenler.

Ve bu sadece siyah giyenleri de kendi içlerinde ikiye ayıralım: bundan memnun olanlar, renk denemeye cesareti olmayıp siyahtan başka seçeneğe el uzatamayanlar, kendilerini bu şekilde güvenli hissedenler.

Bugünkü seslenişim bu bahsettiğim son grup için! Belki baştan ayağa siyah giyinenlerdensiniz. %90-100 oranında gardırobunuz siyah renklerden oluşuyor. Veya belki yakın çevrenizde sadece siyah giyen biri var ve ona eleştiride bulunuyorsunuz. "Biraz kendine renk katsana" diyorsunuz. Okuyacaklarınızdan sonra belki fikriniz değişebilir.

Öncelikle siyahın karakteristiği nedir, siyah nasıl bir renktir ondan bahsedelim. Sonra da birazcık genişletelim. Siyah çok keskin bir renk. Parlak demekte zorlanacağız ama keskin bir renk olarak bazı diğer renklerin (bu kıyafet rengi olabilir, kendi doğal renklerimiz olabilir) önüne çıkma potansiyeline sahip bir renk.

Siyah, bundan 17 sene önce, kendi eğitimimi aldığımda bana öğretildiği üzere, içinde sarı bulunmadığı için soğuk renk aileleriyle uyumlu olduğu iddia edilen bir renkti. Yaptığım nice çalışmadan sonra, öyle olmadığını düşünüyorum artık. Belki burada ancak mavi-siyah diye tabir ettiğimiz, (malumunuz olduğu üzere mavinin girdiği, fuşyanın girdiği renkler soğuk bir karakter taşımaya başlıyor) mavi-siyaha soğuk diyebilirim, o konuda kişilerin kendi renk gruplarını iyi bilmesi gerektiğini iddia edebilirim, sıcak gruplar mavi-siyah kullanmasın diyebilirim amma ve lakin normal bir siyahtan bahsettiğimizde (altında kırmızı, yeşil vs. gördüğümüz siyahlardan bahsetmiyorum) elbette yine büyük yanılgılara sebebiyet verebilir ama mavi-siyahtan biraz daha masumdur. Her renk grubunda siyahı rahatlıkla taşıyabilecek kişiler vardır diye de eklemek istiyorum. (ana akım renk analizi yaklaşımının sadece kış insanlarına tahsis ettiği siyah pekala diğer gruplardaki bazı kişiler tarafından da rahat taşınıyor. Unutmayalım ki analizin amacı cilt rengini sabote eden renklerden arınmak ve siyah bu etkiyi yapmıyorsa yasaklamanın anlamı yok)

Şimdi söyleyeceğimi dilerseniz kendi doğal renkleriniz olarak düşünün, dilerseniz bir renk analizinden geçtiğiniz takdirde size önerilebilecek renk ailesi olarak düşünün.

1) Siyahın, keskinliği dolayısıyla, soft renkler önerilmiş kişilerde fazla sert, fazla doygun kalacağını bilmek lazım.

2) Genel görüntünün açık olduğu renk gruplarında, siyahın, genel görüntünün -koyuluğu itibariyle- çok dışında kalacağını ve ilk dikkat çeken unsur olacağını bilin. Yüzümüzden rol çalma olasılığı var.

3) Son olarak da: çok sıcak renklerin yanında, çok sıcak renklere kıyasla, soğuk olarak algılanma, uyumsuzluk yaratma potansiyeli var.

Eğer bu üç durumdan biri sizin için geçerli değilse, bu durumda siyahı rahatlıkla kullanabileceğinizi düşünüyorum. Yine de tabii ki ince ayar bir değerlendirme yapmak gerekiyor.

Elbette, sadece siyah giyenlerin gerekçeleri çok farklı olabilir birbirinden. Birkaç tanesini derledim, sizlerle paylaşmak istiyorum.

  • Bunlardan bir tanesi ince görünmek.  "siyah giy, ince görün"...  Eğer siyah sizler için fazla koyu, fazla keskin ise ince görünmekten ziyade ön plana çıkacağı için bedeninize dikkat çekecektir.
  • Bir başka konu bazılarımızın renk adedine toleransımız çok az. Yani üstümüzde az sayıda renk taşımayı tercih ediyoruz. Böyle bir durumda renk kullanabilmek adına - bir aksesuarda, bir detayda- siyah giyim, güzel bir çözüm oluyor aslına bakarsanız.
  • Makyaj yapmaktan hoşlanmayan, makyaj yapmayan hanımlarda, siyah diğer koyu renkler gibi, aslında yüze bir kontür kazandırdığı için tercih sebebi olabiliyor.
  • Senelerdir modanın dayattığı "siyah asildir, siyah elegan görünür" de çoğu kişinin zihnine kazınmış durumda. "Siyah alırsam şık görünürüm" düşüncesi alışverişlerin ardında olabilir.
  • Bir de coğrafi kültürden çok bağımsız, alt kültür diyebileceğimiz işte rock'tur, gotik tarzdır, sanattır, yaratıcılık gerektiren mesleklerdir.. Belki buralarda, genel algıda siyahın çok kullanılıyor oluşu, o gruba aidiyeti de temsil eden bir renk olarak kullanılıyor olabilir. Kim bilir belki de bazı mesleklerdeki kişilerin ışığın tüm dalgaboylarını emen siyah içerisinde, kendilerine kattıkları ayrı -farkında oldukları ya da olmadıkları- bir fayda vardır. Neden olmasın!
  • Kıyafetlerde model itibarıyla en çok seçeneğin siyahlar üstünde olması da belki sürekli siyah alışveriş yapmanın bir gerekçesi olabilir. Bazı kişiler için siyah bir "imza renk"tir. Ve öyle tanınıyor olmaktan hoşlanıyor olabilirler. O intibayı artık kırmak istemiyor olabilirler.
  • Geçen gün davetli olduğum bir ortamda siyahı kendine çok çok yakıştırdığın fark ettiğim bir hanımla konuşmamız esnasında "Vallahi Oya Hanım" dedi "siyahları giymekten çok keyif alıyorum o ayrı, fakat onun haricinde renkli bir kıyafeti birden çok davette giymem pek mümkün görünmüyor. Siyah en azından defalarca giyilmiş izlenimini de vermiyor" dedi. Bu da bir sebep olabilir. Aynı demirbaş parçaları sıklıkla kullanmak, ve renkle belki çeşitlendirmek, kimilerimiz için biraz daha kolay, biraz daha minimalist bir yaklaşım olabilir.

Kabaca baktığımızda siyahı bu kadar keyifle giyen kişilerin benimle paylaştıkları, okuduğum, gördüğüm kadarıyla düşünceleri bu yönde.

Biz şimdi bu kişileri bir kenara bırakacağız. Çünkü "sadece siyah" giymekten mutlular. Dört renk grubunu, dört mevsimi kendi içinde üçe ayırdığımızda yani 12'lik bir sistemden bahsettiğimizde, tahminlerin aksine sadece kış bölümünde bulunan 1. 2. 3. alt dilimin değil, farklı yerlerden seçilme iki veya üç dilimin siyahı rahat rahat taşıyabildiğin gözlemledim.

Dolayısıyla bu üç alt grubun haricinde kişilerden biriyseniz ve siyah konusunda ısrarcı iseniz yanılıyor olabilirsiniz.

O yüzden az sonra bahsedeceğim konuları dikkatle okuyun lütfen. Şimdi sadece siyah giymenin avantajlarını konuştuk. Bazı insanlar bu avantajlardan yararlanıyorlar. Ama bir de dezavantajları var.

Kanımca bunlardan bir tanesi sıkıcı ve monoton görünüyor olmak. Yani aslında "kişiliğinizi" siyahın ardında gizliyor da olabilirsiniz. Siyah size yakışan bir renkse hiç sıkıntı yok. Ama siyah size yakışmayan bir renk ise, bu durumda, siyahın olumsuz çağrışımları: fazla mesafeli, isyankar, depresif, ... gibi tanımlarla da eşleştirilebilir. Eğer cilt tonunuzla uyumlu değilse, bu durumda belki bir adım atmanın vakti gelmiştir.

Hem üst parçalarda, hem alt parçalarda siyah giymenin en büyük dezavantajlarından biri, ya da en büyük zorluklarından biri, iki siyah parçanın birbiriyle uyuşmuyor oluşu. Bu bazen ışığı yansıtma seviyeleri farklı olduğu için, dokulardan ve benzeri unsurlardan dolayı, bazen de o siyahların hakikaten isim olarak "siyah" olması ama birinin ardında kırmızı, birinin altında biraz daha solgunluk olması gibi nedenlerle eşleşmiyor oluşu da, karşı taraftan, bakan kişi tarafından "yaa, orada bir sorun var" gibi bir düşünceye sebebiyet veriyor olabilir.

Belki bir dezavantajı da yaz aylarında siyah giyimin güneş ışığını fazlasıyla kendisine çekeceğinden dolayı yaratacağı normalden fazla ısı. Bu da bazı kişilere rahatsızlık veriyor olabilir.

Renk giymeye cesaret edemeyen bazı kişilerde de aslında şunu görüyorum: "renk" deyince en canlı, en parlak renkleri belki düşünüyorlar ve mevcut gardıroplarında her şey siyah iken, oraya bir renkli detay eklediklerinde -siyahın üstünde o rengin olduğundan çok daha parlak görünmesi sebebiyle- belki o parlaklıktan rahatsızlık duyuyorlar. Dolayısıyla siyahın üstünde renk denemek, renklere yeni geçiş yapan kişiler için, çok da doğru bir deneme tahtası değil, deneme zemini sunamıyor, maalesef.

Son olarak şöyle bir şeyi ekleyeyim; herkesin siyah giydiği bir davette, siyahı kendine yakıştıranlar hakikaten ışıl ışıl, başka insanların da beğenisini kazanırken, ben ve benim gibi siyahı bir numara olarak taşıyamayan kişilerde oldukça vasat bir görüntü sunma olasılığı maalesef var. 

Kendimize uygun, siyaha alternatif renklerimiz mutlaka var, onları bilmek, siyahın olumsuz çağrışımlarından ve daha da ışıldayabilecekken bizi eksik bırakmasından kaçınmak iyi bir fikir olacaktır.

 

Gardırobunun büyük yüzdesi siyah olan ve bundan memnun olmayan kişiler!

Aslına bakarsanız, bizim bu ilkbahar-yaz-sonbahar-kış döngüsündeki renk çarkında, renk gruplarının/mevsimlerin tam göbeğinde yer almayıp da, bir başka mevsime komşu olan kişilerde, ne renk giyeceğini bilememek hadisesinin daha baskın olduğunu fark ediyorum.

Ve "kendime yakışan renkleri bilmediğime göre, siyahla en azından günü geçiştireyim" diye düşünenler var.

Bir kaç öneri getireceğim,

Bunlardan ilki elbette bir renk analizi seansından geçip sizi en iyi gösteren renklere ulaşmak.

İkincisi sanıyorum yetişkinlikte insanlar siyah renge biraz daha fazla odaklanmaya başlıyorlar. Gençliğimiz, çocukluğumuz o dönemleri bir hatırlayıp, aile büyüklerine sorup, "en sevdiğim renkler nelerdi" diye bir yanıt sonrasında, o renklere tekrar bir şans verilebilir.

Gardırobun arka köşelerinde giyilmedik bir takım renklere, hediyelere, yaşı büyük ürünlere tekrar bir bakılabilir.

Veya bir mağazada bir alışveriş esnasında iç sesinizin ilginç bulduğu bir renge bir şans verip onu deneyip ayna karşısında kendinize nasıl yakışıp yakışmadığını deneyimlemek de, bu "renge geçiş" aşamasında sizi renklere ısındıracak bir pratik olabilir.

Siyahın kimlere yakışacağı, kimlere yakışmayacağı konusuna değinmediğimiz ama siyah giyimden sıkılmış, bunalmış kişiler için belki düşündürücü ve renge sevkedici ya da bu alışkanlığın altında yatanlara dair (iyi ya da kötü demeden) farkındalık oluşturacak bir fikir verebildiğimi umuyorum.