TREND RENKLERE FARKLI Bİ' BAKIŞ (2)
Pantone’un ve moda dünyasının siyasi ve toplumsal mühendisliği destekleyişini fark edişim ise epey gecikmeli oldu. 2016 cıvarı.
Renklerin bir kitle yönlendirme aracı olduğunu düşünmüyor olabilirsiniz;
- Tabelaların dahi yazıdan önce renk ile yönlendirme yaptığını fark ettiyseniz,
- Sıcak renkli web butonlarının sizi aksiyona yönlendirmek için kurgulandığını biliyorsanız,
- Film endüstrisinin, mevcut sahnede kullandığı renkle, bir sonraki sahnedeki duygu durumunuza ayar çektiğini gözlemleyebildiyseniz (ki bu konudan haberdar olduktan sonra gözlemlemek rahatlıkla mümkün)
- Titreşimlerine göre renklerin üzerinizdeki harekete geçirici/uyuşukluk verici etkilerinin farkındaysanız,
- Zihninizdeki bazı doğal renklerin sunileriyle değiştirilmeye çalışıldığına uyandıysanız
ne demek istediğimi anladığınızdan eminim.
Bu sene Pantone’un iki rengi birden senenin rengi ilan etmesine şaşıranlar var. Oysa bu bir ilk değil. 2016 senesini hatırlayın.
Neden ama neden Pantone‘un seneye dair belirlediği renkler beni bu kadar rahatsız ediyor diye düşünürken, sebebi yakaladım. Aslında insan zihninde farklı çağrışımı olan renkleri süslü, cafcaflı bir sözler yumağı ile ambalajlıyor. Zihni yanıltmayı hedefliyor.
Bu eleştirilerim konusunda meslektaşlarım arasında yalnız olmadığımı bilmek beni rahatlatıyor.
1)
Örneğin Kristie Barnett, Pantone facebook sayfasına gelen yorumlardan bir seçki yapmış ve makalesinin altındaki 60′a yakın yorumda (şahsi beğeniyle alakalı olan beğenmeyişleri elerseniz) da ilginç çağrışımlar söz konusu edilmiş.
2)
Claire Lampen’in senenin renkleri konusundaki yorumunda ise hiç bilmediğim bir ayrıntıya denk geldim.
Aslında feminist edebiyatın öncülerinden sayılan, kısa bir hikaye, Sarı Duvar Kağıdı’na atıfta bulunuyor. Neymiş diye bakarken hem okudum, hem izledim. Hikaye kadının ağzından dile geliyor.
Hikayenin başında kadının akıl sağlığı nasıldır bilmiyorum ama kocası “bir doktor olduğum için beni dinleyeceksin, kayıtsız şartsız söylediklerini uygulayacaksın” diyerek karısını iyileşme vaadiyle odaya kapatıyor ve kadının ruh hali de gittikçe bozuluyor.
Pek de bilindik bir öykü imiş, farklı kitap kapaklarını bir araya getirdim, ortaya da Pantone tanıtımını ekledim :)
3)
Vogue dergisi de epey tuhaf bulmuş bu renk çiftini. Öncelikle güncel olaylarla renkleri eşleştirmedeki suniliğe dem vurmuş. Ardından, griyi bugüne dek senenin rengi yapmaya cesaret edemedikleri için, sarıyı eklemek zorunda kaldıklarına değinmiş. Sarının olumsuz yönlerini çağrıştıran delirme, hastalık ve aile içi şiddet temalı sanat eserlerine link vermiş.
4)
Bütüüüüün bunları görmemiş olsam ve renkler hakkında yorumumu sorsanız, birbiri ile asla kombine etmeyeceğim “harika iki renk” derim.
Özellikle grinin bir miktar maviye dönük oluşu ve soğukluğu beni benden aldı.. İstediğim formda ürünlere denk gelirsem, yatırım yapmayı isteyeceğim bir numaralı nötr rengim.
5)
Pantone nasıl tanımlıyor bu iki rengi bir de ona bakalım. Özetle yetinmek isterseniz bu sıkıntılı dönemin metanetle atlatılması için tünelin ucundaki ışık misali sarının umut verdiğini düşünebilirsiniz.
Orijinal anlatıyı ise Pantone sayfasında okuyabilir / tercüme edebilirsiniz.
Gerçi tanıtım afişinde ve filminde, gölge karakterleri kavgaya hazırlanan köpekler, kurtlar gibi algılıyor ve pek umutlu bir duyguya kapılmıyorum.
Dikkatle seçilmiş çift anlamlı sözleri kendinizi yorumlamak isterseniz; aşağıdaki bölüm ilginizi çekebilir.
ULTIMATE GRAY / Esas gri / Bir final olarak nihai gri
- rock solid / çok sağlam / değişmez
- weathered appearance / solmuş görüntü /yıpranmış görüntü
- ability to stand the test of time/ zamanın testine dayanma yeteneği
ILLUMINATING / Aydınlatıcı* (bu arada ilginç bir şekilde, rengin adı bir sıfat olarak kullanılmamış, aydınlatıcı sarı denmemiş, zamir olarak kullanılmış)
- imbued with solar power / güneş enerjisi ile doldurulmuş/ güneş enerjisi ile aşılanmış
- yellow sparkling with vivacity / neşe ile ışıldayan sarı (vivacity kelimesinin dişilere atfedilen bir sıfat olduğunu bilmekte fayda var)
- optimistic promise of a sunshine filled day / günışığı dolu bir güne dair iyimser bir söz verme / iyimser bir vââtte bulunma
son olarak:
Kaçımız güncel tanımların zihnimizde yarattığı stresin farkındayız?
Bu yaşa kadarki öğrenilerimizle; sosyallikte mesafenin olmayacağını, mesafesi olanın sosyal sayılmayacağını benimsemiştik. “Fiziki mesafe” yerine “sosyal mesafe” tamlamasını kullanarak zihnimizi mantıksızlıkla bulandırıyoruz.
“Topluluk” yerine “sürü” bağışıklığından bahsedilmesi, kendisini bugüne dek insan olarak konumlandırmış zihninizde stres yaratmıyor mu? Benimkinde yaratmış, farkına varınca kulağımı tıkadım, nispeten rahatladım.
Benzer stresi, alışageldiğimiz renkler farklı şekilde sunulduğunda da yaşıyoruz. Farkında olarak ya da olmayarak. Benden söylemesi..