RENKLİ GÖZLÜ BEBEK SİPARİŞİ (+18)
18 yaş altının, tıbbi yenilikleri “muhteşeeeeem” diye karşılamaya daha meyilli olacağını varsayarak uyarıyı koydum :)
Genetik müdahaleler, geçmişi uzun olmadıkça, beni epey ürkütüyor.
1)
“Crispr” teknolojisini duymuş olanlarınız vardır. Bu yöntemle ilk Stanford Üniversitesi'nin youtube videosunda karşılaşmıştım. Genetik rahatsızlığı olan kişilerin DNA'sındaki bazı hatalı kodları, find/replace (bul/değiştir) komutuyla değiştirme teknolojisi olarak özetleyebilirim kendi dilimce.
Şimdilik, bulunup değiştirilecek kodun bölgesi keskin çizgilerle sınırlanamadığından, başka bölgeye saçılan komut neticesinde istenmeyen değişikliklere sebebiyet vermesi muhtemel.
Teknolojinin kozmetik nedenlerle kullanılma olasılığı benim gözümde tedirgin edici.
2) Farklı teknolojilerle de cinsiyetine, saç-göz rengine karar verebileceğiniz bebek siparişi mümkün olacak diyorlardı 2000lerin ortasında. Artık mümkün. Belki bu hizmeti veren enstitülerin varlığı konunun artık bilimkurgusal olmadığına ikna edici olur. (http://www.gender-selection.com/)
3)
“Tüh, keşke ben doğarken böyle bir yöntem olsaydı” diye hayıflanmayacağınızı umarım ama yine de çözüm sunanlar var. Göz rengi değiştirme ameliyatı. “Yok artık” demeyin. Göz rengi değiştirme ameliyatı olarak interneti aradığınızda, pek yakında bu hizmeti vereceğini duyuran Türk hastaneler de mevcut.
Blogumda neden böyle bir konuya yer verdiğime gelince, tamamen karşı olduğumu belirtmek üzere yazıyorum.
Mesleğimin ana odağı değilse de, çok uzun süredir gözlemdeyim:
Doğal renklerimiz, mizacımız, fiziki yapımız, metabolizmamız arasındaki uyum o kadar incelikli ki, birinden birine, neleri etkilediğini bilmeksizin yapılacak küçük bir müdahalenin, iskambil kulesinden kart çekmeye benzer sonuçlar doğurabileceğini fark ediyorum.
Doğal pigment terkibimizin, metabolizmamız için “tam kararında” günışığının bünyemize alınmasına vesile olduğuna inanıyorum.
Metabolizmamızı en iyi şekilde çalıştıracak tasarımın zaten doğum esnasında hediye edilmiş olduğunun bilinciyle, doğal renklerimizle pek de oynamayalım derim.
Geleceğin anne-babalarına da bir uyarı: Etkileşimlerine hakim olmadığımız değişkenlerden birinde tercih hakkı kullanarak bebek tasarlamak hakikaten bizlerin işi mi bir durup düşünmek gerekir…